Çevre dostu Facebook
Google'daki aramalarınız, facebook'da yaptığınız güncellemeler ve İnternette yaptığınız başka herşeyin ne kadar elektirik enerjisi harcadığını hiç aklınıza getirdiniz mi?
BBC' de yayınlanan bir Greenpeace raporuna göre, İnternet trafiğini kontrol eden sunucu merkezlerinin yanı veri depolama merkezleri elektrik gücünün en obur kullanıcıları olarak görülmekte. Birkaç yıl önce Greenpeace kampanya gurubunun araştırması bu merkezlerin toplam elektrik enerjisi ihtiyacının %2' sini oluşturduğunu göstermişti. Bugünkü rakamın bunun çok üstünde olduğu ve gelecek yıllarda bulut bilişimle birlikte veri merkezlerindeki bu elektrik kullanımının katlanarak artacağı öngörülüyor. Bu eğilim iklim değişikliğinin dünyaya getireceği zararları inceleyen çevrecilerde ve muazzam elektrik faturalarıyla mücadele etmek zorunda kalacak olan veri merkezi yöneticilerinde endişe uyandırıyor. Facebook kendini bu alandaki sorunlarla baş etmeye çalışan bir lider olarak konumlandırdı. Sosyal Internet devi Amerika dışında ilk kez İsveç' de çok büyük bir veri merkezinin açılışını yaptı. Bu açılışta Facebook aynı zamanda çevre dostu olduğunu da gösterme olanağı buldu. Facebook' un İsveç' te kurduğu bu yeni veri merkezi, merkezin yakınlarında var olan hidroelektrik santrallarıyla üretilen yenilenebilir enerjiyle çalışıyor ve aynı zamanda kutuplara yakın olmanın avantajını kullanıyor. Buradaki soğuk iklim binlerce sunucuyu doğal olarak soğutuyor ve bu da elektrik harcamalarını önemli ölçüde azaltıyor. Avrupa' da Facebook' da statünüzü güncellediğinizde, ya da Facebook' a bir resim yüklediğinizde bu işlem muhtemelen Lülea veri merkezindeki sunuculardan geçiyor. Dışarıdan bakıldığında endüstriyel bir komplekse benzeyen gri renge boyanmış veri merkezi, 4 ya da 4.5 futbool sahası büyüklüğünde. Günde 350 milyon resmin yüklendiği Facebook' un bu büyüklükte bir veri merkezine sahip olması hiç şaşırtıcı değil. Peki neden bu veri merkezi kuzey İsveç'in ücra bir köşesinde kurulmuş? Bu sorunun yanıtını Facebook' un küresel veri merkezleri yöneticisi Tom Furlong cevaplıyor ve bu konuda aldıkları kararda 2 etkenden bahsediyor. Birincisi, İsveç' in bu bölgesi 2 ayrı ve çok güvenli bir grid sistemine sahip. En son elektrik kesintisi 30 yıl önce meydana gelmiş ve bölgenin hidroelektrik kapasitesi aşağı yukarı sınırsız. İkincisi ise çevre dostu bir güç kaynağına sahip olmak. Facebook, veri merkezlerini nasıl daha verimli bir hale getirilebileceği konusundaki deneyimlerini paylaşmaya yönelik bir plotika izlediklerini ve bunu "Open Compute" adli bir programla yaptıklarını söylüyor. Bu bilgilere herkes istediği anda özgürce ulaşabiliyor. Ancak Çevreciler, Facebook' u veri merkezleri konusunda çevreci politikaya ikna etmek için epey uğraşmışlar. Uluslararası Çevreciler Örgütü' nun (International Greenpeace Organızation) Bilgi İletişim danışmanı Gary Cook, 1 milyon üstünde facebook kullanıcısının sosyal network üzerinden bu konuyla ilgili yoğun bir kampanya yürüttüklerini söylüyor. Gary Cook' a göre, Amerika' da ve dünyanın başka birçok ülkesinde veri merkezleri elektrik gücünün kirli kaynaklarına dayandırılıyor, çünkü bu kaynak daha ucuz. Cook, 21. yüzyılın en ileri teknolojisini alıp 19.yüzyılın kirli kömür teknolojisine bağlıyoruz, diyor. Bilindiği gibi kömür, çevreciler için özellikle kara bir alan çünkü en yüksek karbon emisyonunu kömür sağlıyor. Greenpeace' e göre, lider teknoloji markaları içinde Apple, Facebook ve Google gibi şirketler çevrecileri endişeye düşüren konuları bertaraf etmede önemli ilerlemeler kaydettiler. Örneğin Google rüzgar enerjisinde en büyük yatırımcılardan biri oldu. Greenpeace kampanyacıları şimdi bu konuda en geri kalan şirketlerden biri olan dünya devi Amazon' u bu konuyla ilgilenmeye çağırıyor. |