Defne Tozan - IBM Türkiye

IBM Türkiye Entegrasyon Teknoloji Hizmetleri Yöneticisi Defne Tozan' dan Türkiye' de Bulut Bilişim üstüne görüşler:

Bulut teknolojilerinde güvenlik sorunu aşılabildi mi?



Türkiye’de kurumların bulut bilişim yatırımları ne seviyede?



Şirketler neden bulut bilişim teknolojilerini kullanmalılar?

Başarılı ama yeterli değil

G-cloud chart 3.PNG

Yukarıdaki grafik, sektörlere göre Kamu-Bulutu müşterilerinin dağılımı gösteriyor. Hala bazı alanlarda Kamu-Bulutu hizmetlerinden tam kapasiteyle yararlanılmadığı ortada. Grafik, Bulut danışmanı eski Kamu-Bulutu uzmanı Mark Craddock' a ait.

İngiliz hükümetinin kamu-bulutu (G-Cloud) olarak bilinen satış portföyü şu ana kadar büyük bir başarı elde etti. Bunu artık kimse inkar edemiyor. 100 milyon pounddan daha fazla bir harcamanın yapıldığı kamu-bulutu servisi, geleneksel bilgi iletişim tedarik zincirlerinden çok daha fazla etkili oldu. Kamu-Bulutu sayesinde bilgi iletişim pazarı daha ucuz maliyetlerle KOBİ' lere açıldı.

Kamu-Bilutu servisleri sayesinde bazı müşteriler %50 oranında, bazıları ise %60 oranında para tasarrufundan söz ediyorlar.

Bu konuda yapılabilecek tek eleştiri ise bu servisin tam kapasiteyle kullanılmıyor olması.

İdari merkezi daireler ve belediyeler dışında bu alanda istenilen düzeyde bir bilinçlenmeye henüz ulaşılamadı. Bağımsız bulut danışmanı eski Kamu-Bulutu Bulut-mağazası yöneticilerinden Mark Craddock, bu servisin daha geniş bir alıcı kitlesine ulaştırılmasının önünde duran engeller konusunda ilginç bir yorum getiriyor.

Craddock' un yaptığı analizlere göre, Kamu-Bulutu ile yapılan işlem sayısı her geçen gün büyümekle birlikte, yeni müşteriler ve tedarikçileri kazanma konusunda grafikler düz bir çizgi gösteriyor. İşlemlerin çoğu halihazırda varolan müşteriler ve tedarikçiler tarafından yürütülüyor.

Örneğin NHS (İngiltere Ulusal Sağlık Servisi) altında çalışan bir kurum olan Bakım Kalite Kurumu162 işlem gerçekleştirmiş. Bu işlemlerin 50' sı Axis12, ve 90' i Computacenter tarafından gerçekleştirilmiş. Geri kalan 22' sı ise diğer 5 şirkete ait.

Çalışma Bakanlığı' nin çoğu işlemleri 6 şirket tarafından gerçekleştirilmiş - Fivium, IBM, Huddle, Parity, DXW and Zuhlke.

İş ve Emeklilik Sözleşmeleri Dairesi' nin 206 işleminin 40' i Emergn' e 121' i Valtech' e gitmiş.

Craddock' a göre bu durum bile eskiye oranla yine de büyük bir ilerleme olduğunu kaydediyor. Eskiden bilgi iletişim işlemlerinin %80' ini 5 ya da 6 büyük şirket elinde tutuyordu, bugün ise durum daha farklı. Ayrıca eskiden İngiliz hükümeti "ticari gizlilik" arkasına gizlenip harcama verilerini halktan saklıyordu. Bugün tüm harcamalar kamuoyuna açılmış durumda. Herkes bunları görebiliyor.

Ancak hala gidilecek uzun bir yol var. Eğer hükümet kamu-Bulutu servislerinde bugüne kadar elde ettiği başarıda kalıcı olmak ve verdiği sözü hakkıyla yerine getirmek istiyorsa Kamu-Bulutu hizmetini etkin bir biçimde  daha geniş kitlelere ve alıcılara ulaştırmalıdır.

Çevre dostu Facebook



Çevre dostu Facebook

Google'daki aramalarınız, facebook'da yaptığınız güncellemeler ve İnternette yaptığınız başka herşeyin ne kadar elektirik enerjisi harcadığını hiç aklınıza getirdiniz mi?

BBC' de yayınlanan bir Greenpeace raporuna göre, İnternet trafiğini kontrol eden sunucu merkezlerinin yanı veri depolama merkezleri elektrik gücünün en obur kullanıcıları olarak görülmekte.

Birkaç yıl önce Greenpeace kampanya gurubunun araştırması bu merkezlerin
toplam elektrik enerjisi ihtiyacının %2' sini oluşturduğunu göstermişti.

Bugünkü rakamın bunun çok üstünde olduğu ve gelecek yıllarda bulut bilişimle birlikte veri merkezlerindeki bu elektrik kullanımının katlanarak artacağı öngörülüyor.

Bu eğilim iklim değişikliğinin dünyaya getireceği zararları inceleyen çevrecilerde ve muazzam elektrik faturalarıyla mücadele etmek zorunda kalacak olan veri merkezi yöneticilerinde endişe uyandırıyor.

Facebook kendini bu alandaki sorunlarla baş etmeye çalışan bir lider olarak konumlandırdı. Sosyal Internet devi Amerika dışında ilk kez İsveç' de çok büyük bir veri merkezinin açılışını yaptı. Bu açılışta Facebook aynı zamanda çevre dostu olduğunu da gösterme olanağı buldu.

Facebook' un İsveç' te kurduğu bu yeni veri merkezi, merkezin yakınlarında var olan hidroelektrik santrallarıyla üretilen yenilenebilir enerjiyle çalışıyor ve aynı zamanda kutuplara yakın olmanın avantajını kullanıyor. Buradaki soğuk iklim binlerce sunucuyu doğal olarak soğutuyor ve bu da elektrik harcamalarını önemli ölçüde azaltıyor.

Avrupa' da Facebook' da statünüzü güncellediğinizde, ya da Facebook' a bir resim yüklediğinizde bu işlem muhtemelen Lülea veri merkezindeki sunuculardan geçiyor.

Dışarıdan bakıldığında endüstriyel bir komplekse benzeyen gri renge boyanmış veri merkezi,  4 ya da 4.5 futbool sahası büyüklüğünde.

Günde 350 milyon resmin yüklendiği Facebook' un bu büyüklükte bir veri merkezine sahip olması hiç şaşırtıcı değil.

Peki neden bu veri merkezi kuzey İsveç'in ücra bir köşesinde kurulmuş? Bu sorunun yanıtını Facebook' un küresel veri merkezleri yöneticisi Tom Furlong cevaplıyor ve bu konuda aldıkları kararda 2 etkenden bahsediyor.

Birincisi, İsveç' in bu bölgesi 2 ayrı ve çok güvenli bir grid sistemine sahip. En son elektrik kesintisi 30 yıl önce meydana gelmiş ve bölgenin hidroelektrik kapasitesi aşağı yukarı sınırsız.

İkincisi ise çevre dostu bir güç kaynağına sahip olmak.

Facebook, veri merkezlerini nasıl daha verimli bir hale getirilebileceği konusundaki deneyimlerini paylaşmaya yönelik bir plotika izlediklerini ve bunu "Open Compute" adli bir programla yaptıklarını söylüyor. Bu bilgilere herkes istediği anda özgürce ulaşabiliyor.

Ancak Çevreciler, Facebook' u veri merkezleri konusunda çevreci politikaya ikna etmek için epey uğraşmışlar.

Uluslararası Çevreciler Örgütü' nun (International Greenpeace Organızation) Bilgi İletişim danışmanı Gary Cook, 1 milyon üstünde facebook kullanıcısının sosyal network üzerinden bu konuyla ilgili yoğun bir kampanya yürüttüklerini söylüyor.

Gary Cook' a göre, Amerika' da ve dünyanın başka birçok ülkesinde veri merkezleri elektrik gücünün kirli kaynaklarına dayandırılıyor, çünkü bu kaynak daha ucuz. Cook, 21. yüzyılın en ileri teknolojisini alıp 19.yüzyılın kirli kömür teknolojisine bağlıyoruz, diyor.

Bilindiği gibi kömür, çevreciler için özellikle kara bir alan çünkü en yüksek karbon emisyonunu kömür sağlıyor.

Greenpeace' e göre, lider teknoloji markaları içinde Apple, Facebook ve Google gibi şirketler çevrecileri
 endişeye düşüren konuları bertaraf etmede önemli ilerlemeler kaydettiler.

Örneğin Google rüzgar enerjisinde en büyük yatırımcılardan biri oldu.

Greenpeace kampanyacıları şimdi bu konuda en geri kalan şirketlerden biri olan dünya devi Amazon' u bu konuyla ilgilenmeye çağırıyor.



Bulutta Fiyat Mücadelesi



Bulutta Fiyat Mücadelesi


Microsoft şirketi çeşitli bulut bilişim hizmetlerinde fiyatlar indirimi yaptı. Microsoft, Amazon şirketinin yaptığı indirimin arkasından gelen by indirimlerin nedenini verilen sözü tutmak olarak açıkladı.

Microsoft' un açıklaması Windows Azure yazılımının genel müdürü Steven Martin' in blogundan yapıldı. Açıklamada bazı bulut hizmetlerindeki indirimlerin %27-65 arasında olacağı duyuruldu. Martin "bazı müşterilerimizin bulutu benimsemesi için ekonomi ilk itici güç, fiyatlandırma performansımızda en iyisini yapmaya olan isteğimizin arkasında durduk" dedi. Duyuru, bu hafta Microsoft' un San Francisco' da gerçekleştireceği konferans öncesi yapıldı.

Dünya bulut bilişim devleri arasında süren sürekli bir mücadele var.Geçen hafta Amazon, Amazon Web Hizmetlerinin büyük bölümünde %35, %36 civarında bir fiyat indirimi uygulamıştı. Bir gün önce de Google şirketi Google Bulut Platformunda %32-%85 arasında bir indirime gitmişti.

En düşük fiyat indirimi %27 ile Microsoft sanal makinasında gerçekleşti. Bulut müşterileri bulut platformunda bu sanal makinayı kiralayarak, ona aylık bir miktar kira bedeli ödüyorlar. Böylece fiziksel makina almaktan kurtuluyorlar. Bu hizmetin başlangıç ücreti ayda 10 dolar civarında.

En yüksek indirim ise Azure Block Blob barındırma servislerinde. Bu hizmetlerde indirim ise %65 oranında. Yeni ücretler 3 Nisan' dan itibaren geçerli olacak.

İndirim yarışına katılmayan bir dev şirket de var. Bu şirket IBM. IBM SoftLayer CEO' su Lance Crosby bir röportaj sırasında "IBM olarak bulutta düşük-ücretle ilişkilendirilen bir lider olmak istemiyoruz" dedi. IBM, Amazon' a karşı kendi birleşik bulut servisleri ve yazılımları portföyünün daha fazla bir ciro ürettiğini ve bunun kendilerini bulut pazarının dünya lideri yaptığını iddia ediyor.

DigitalOcean CEO' su David Üretsky, %40'lara varan indirimleri, bu şirketlerin bugüne dek müşterilerine fazla fiyatlandırma yapmış olduklarının göstergesi olarak yorumluyor.

Amazon' un temel hosting hizmetlerine rakip yeni bir şirket olan DigitalOcean geçen ay Andreessen Horowitz' den $37 mıllion girim sermayesi almıştı.